Bağışıklık sisteminin hücreleri kemik iliği, timüs, lenf bezleri kaynaklı olup kan dolaşımı ve lenfatik sistemde bulunurlar.
Bağışıklık sistemimiz düzgün bir şekilde çalıştığında bunu fark etmeyiz bile. Bağışıklık sistemimizin dengesinde bozulma olduğunda hastalıkla karşı karşıya kalıyoruz.
Bağışıklık sistemimizde neler oluyor da sık sık enfeksiyonlara maruz kalıyoruz, alerjiler, kanserler, çağımızın en sinsi ve en yaygın görülen hastalıklar grubu da diyebileceğimiz otoimmün hastalıklarla karşılaşıyoruz.
Vücudumuzun doğal savunmasının düzgün çalışabilmesi için, bağışıklık sistemi, organizmalar ve maddeler arasında ayrım yapabilmelidir. Bağışıklık sisteminin hücreleri bir antijenin varlığını tespit ettiğinde, kendisince bilinen patojenlere karşı hızlı bir şekilde savunmak için hafızasındaki bilgileri hatırlar. Bununla birlikte, kendi hücrelerimizin de yüzey proteinleri vardır ve bağışıklık sisteminin onları yabancı doku olarak tanımaması da önemlidir çünkü o zaman kendi dokularımızı da düşman olarak kabul edip o dokulara da saldırıya geçebilir.
Bağışıklık sistemi ile ilgili şaşırtıcı şey, vücudun zamanla değişen bakterilere veya virüslere karşı savaşabilmesi için sürekli adapte olması ve öğrenmesi.
Bağışıklık sisteminin biyo-dengesi için biyo-oksidatif tedavilerin en bilineni, mekanizması son derece iyi araştırılıp açıklanmış ozon tedavisi kullanılabilir.